Nihayet Be - Türkiye-Pakistan
  ANA SAYFA
  TÜRK ORDUSU
  ILETISIM
  ZIYARETCI DEFTERI
  MAKALELER
  => Türk birligi korkusu
  => Türkiye-Pakistan
  => Japonyanin Yeni Ekseni
  => Asya Devri Basliyor
  => Silahlanma Yarisi
  => Uzay Savaslari Provasi
  => Terör ve Devlet
  => Orta Asya ve Türkiye
  TEKNOLOJI HABER
  EN BABA SITELER
  ÜNLÜLER
  ÜLKE PROFILLERI
  TÜRKIYE VIDEOLARI
  FUTBOL KLÜPLERI
  PARA KAZAN
  ARABALAR
Tarihsel dostluk ve her vesileyle karşılıklı dayanışma içinde bulunduğumuz gerçek kardeş Pakistan ile ilişkilerimizin her geçen gün artması içinde bulunduğumuz siyasal dünya koşullarında kaçınılmaz hale gelmekte. Pakistan ile beraberce karşılaştığımız bir dizi benzer sorun da bizi daha çok dayanışmaya zorlamakta. Çünkü;

* Keşmir ve Kıbrıs sorunlarımız birbiriyle aynı ve batı dünyası hem Keşmir, hem de KKTC'de yıllardır Türk ve Pakistanlılara kendi kaderlerini tayin yetkisi vermemiş.

* Her iki ülke de terörden ciddi ölçüde etkileniyor. Türkiye, PKK ile Pakistan, Belucistan'dan ve Afganistan'dan kaynaklanan terörle mücadele etme durumunda.

* Her iki ülkedeki terör dış kaynaklardan besleniyor.

* Her iki ülke de ABD ile komşu olmuş durumda. Türkiye Irak'ta, Pakistan Afganistan'da süregelen savaşlardan ve ABD'nin bu ülkelerdeki işgalinden etkileniyor.

* Her iki ülke de Amerikalı Albay Ralph Peters'in "American Armed Forces Journal"daki haritasında küçültülmek, bölünmek istenmiş.

* Her iki ülke de ABD'nin gelecekteki hedefi İran ile komşu ve olası bir ABD saldırısının sonuçlarından çeşitli boyutlarda etkilenecek.

* Her iki ülke de çeşitli zamanlarda özellikle ABD'nin silah ambargosundan etkilenmişler ve etkilenebilecekler.

TÜRKİYE'YE SİLAH SINIRLANDIRMALARI

Geçtiğimiz 2006 yılı içinde Türk Hava Kuvvetleri'nin kaza sonucu kaybettiğimiz uçaklarının yerine ABD'den 30 adet F­16 Blok 50 uçağı ve ilişkili bir dizi malzemeyi satın alması gündeme gelmiş ve konu ile ilgili 2,9 milyar dolarlık bir anlaşma ABD Kongresi'nden de onay almıştı. Ne var ki sonradan ABD'nin satın alacağımız bu uçakların olası bir durumda Kıbrıs'ta kullanılamayacağı gibi bir koşul öne sürmesi ile satın alma prosedürü duraklama aşamasına girdi. 2,9 milyar dolar gibi ciddi bir bedel ödeyerek satın almayı planladığımız bu gelişmiş ve pahalı uçakların tam egemenliğimiz altında olmaması, bağımsızlığına tarihsel çizgisine uygun olarak önem veren bir ülke ve onun Silahlı Kuvvetleri açısından kabul edilemez bir husustur. Özellikle AB'yi de arkasına alarak her vesileyle Türkiye'ye karşı düşmanlık yürüten ve emellerinden vazgeçmeyen Yunanistan'ın da hesaba katılmasıyla bir caydırıcılık unsuru olarak satın alınması planlanan bu gelişmiş uçakların alımına Yunanistan'ın aşırı silahlanmasına karşı bir denge unsurunun içinde yer alamayacaklarsa gerek yoktur.

Türkiye'nin ABD ile, hemen birçok sofistike silah sistemi satın alması aşamasında karşımıza getirilen bu ve benzeri sorunlar giderek artmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda özellikle Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası ABD tarafından uygulanan katı ambargo hatırlardadır. Yine F­16 uçaklarının alımında bu uçakların kaynak kodlarının milli olmasına izin verilmemesi ve Türkiye'nin buna direndiği de hatırlardadır. Aynı şekilde ülkemizde üretmeyi planladığımız saldırı helikopterleri konusunda da ABD'nin kaynak kodlarını vermeyeceğinin belli olması Boeing'in bu projeden elemine edilmesine neden olmuştu.

Özellikle kaynak kodları konusunda hemen her konuda karşımıza çıkan bu husus başka ve çok sofistike silah sistemleri alınmasında ise daha belirgin bir şekilde söz konusu olmaktadır. Son günlerde, TSK tarafından satın alınması planlanan uzun menzilli ve çok gelişmiş uçak/füzesavar sistemi projesinde İsrail'in ABD ile ortak geliştirip ürettiği, dünyada Rusların S-400'lerinin bile ötesinde performansa sahip Arrow balistik füzelerinin İsrail tarafından Türkiye'ye satılmasının ABD'ce engellendiği de iddia edilmektedir.

Nasıl ki Batı ülkeleri Müslüman ülkelerde nükleer teknolojinin gelişmesine izin vermiyorlarsa, özellikle Türkiye ve Pakistan gibi bölgesel güçlere de gelişmiş silah sistemlerinin satılmasına karşı çıkmaktadırlar.

Türkiye ve Pakistan gibi dünyanın jeopolitik olarak çok kırılgan bölgelerinde bulunan ülkelerin silahlı kuvvetlerinin güçlü olması ve özellikle silah sistemleri ile bunların temininde sürekliliğin ve bağımsızlığın sağlanması yaşamsal önemdedir. Silah envanterlerini yenilemede de ciddi alım gücü ve zorlukları olan bu her iki kardeş ülkenin karşılarına çıkan engelleri de müştereken ve dayanışma içinde aşma zarureti gün geçtikçe ortaya çıkarken bu konuda sevindirici müşterek çalışmalar da çoğalmaktadır.

TÜRKİYE-PAKİSTAN İŞBİRLİĞİ

Tarihin çeşitli evrelerinde ve üzerlerinde uygulanan ambargolarda birbirlerine yardım etmiş olan iki kardeş ülke yukarıda belirttiğimiz nedenlerin de etkisiyle her geçen gün savunma işbirliği yolunda önemli adımlar atmaktadırlar.

Türkiye'nin her geçen gün hava ve deniz platformlarıyla ilgili elektronik sistemlerde ciddi gelişmeler kaydetmesi, Pakistan'ın da El-Khalid tankı, JF-17 savaş uçağı ve sofistike balistik füze sistemlerinde gösterdiği gelişmeler önemlidir.

Pakistan'ın Çin ile özellikle savunma sanayi alanında olan yüksek düzeyde ilişkileri Pakistan'ın Türkiye ile Çin arasında bir köprü olmasını sağlarken, Türkiye'nin de Batı teknolojisiyle ilişkisi Pakistan'a teknolojik desteği sağlayacaktır.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin büyük ve üretimi yerli olanaklarla gerçekleştirildiğinde verimli olacak siparişleriyle silah sanayisini milli ve atak bir politika ile geliştirebilir. Bu bağlamda Pakistan'ın Türkiye'ye verebileceği ek siparişler bir yandan üreteceğimiz silah platformlarının daha ucuza mal olmasını sağlarken bir yandan da Pakistan'ın bundan ucuz bir şekilde yararlanmasını sağlayacaktır. Ayrıca geliştirilecek silah sistemleri de batı ülkelerinin kontrolünden çıkacaktır. Bu bağlamda Türkiye'de üretime geçmesi kararlaştırılmış olan ve milli, bağımsız bir helikopter sanayisinin temelini atacak olan A­129 Mangusta projesinde Pakistan'ın da yer alması önemli bir adım olacaktır.

Yine Pakistan'ın 34 adet F-16 Blok 15 uçağının Türkiye'de modernleştirilmesi hususu ABD'nin karşı çıkmaması durumunda süregelen işbirliğinin bir göstergesi olacaktır.

Esasen yine bu günlerde imzalandığı söylenen 6­7 adet çok gelişmiş İnsansız Hava Araç üretiminin müşterek yürütülmesi ve Pakistan'ın Çin ile birlikte geliştirdiği JF­17 (F C­1) uçaklarının avyonik sistemlerinin bir kısmının Türkiye'den sağlanması atılan adımların önemini göstermektedir.

Bunun karşılığında Pakistan ile özellikle uzun vadede Batı'dan bağımsız bir uçak sanayisinin kurulması konusunda işbirliğine gidilmesi hususu göz ardı edilmemesi gereken bir konu olabilir. Çünkü JF­17 gibi üçüncü nesil bir savaş uçağını geliştirme başarısı gösteren Pakistan'ın bu çabası bizim tarafımızdan da desteklenirse, bu iki kardeş ülke hiç olmazsa belli alanlarda belli ölçülerde özgür olabilirler.



Ali KÜLEBİ - TUSAM - BAŞKANVEKİLİ
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol