Nihayet Be - Japonyanin Yeni Ekseni
  ANA SAYFA
  TÜRK ORDUSU
  ILETISIM
  ZIYARETCI DEFTERI
  MAKALELER
  => Türk birligi korkusu
  => Türkiye-Pakistan
  => Japonyanin Yeni Ekseni
  => Asya Devri Basliyor
  => Silahlanma Yarisi
  => Uzay Savaslari Provasi
  => Terör ve Devlet
  => Orta Asya ve Türkiye
  TEKNOLOJI HABER
  EN BABA SITELER
  ÜNLÜLER
  ÜLKE PROFILLERI
  TÜRKIYE VIDEOLARI
  FUTBOL KLÜPLERI
  PARA KAZAN
  ARABALAR

JAPONYA’NIN YENİ DIŞ POLİTİKA EKSENİ: İSLAM / Ainur Nogayeva - AVRASYA ARAŞTIRMALARI MASASI

SSCB’nin dağılmasıyla yeniden şekillenmeye başlayan dünyada ABD’nin müttefiki olan Japonya bölgesel güç olmaktan çıkıp küresel güç olmak üzere kollarını sıvadı. ABD’nin karşılaştığı zorlukları kendisi için kâra dönüştürmeye çalışan Japonya bu yolda tüm ince noktaları/yöntemleri dikkate alıyor. Günümüzde yeniden tartışmaya açılan “dinler arası çatışma” konusunda Japonya bu çatışmanın önlenmesinde rol almak istiyor. Bu yüzden ki İslam konusu da Japonya’da ilgi ile karşılanıyor ve derinlemesine incelenen konuların başında geliyor.

Japonların İslam’la tanışmaları

Japonlar İslam’la ilk kez tanışması 1890’lı yıllara rastlar. 19. yüzyılın son yıllarında Japonya ile Osmanlı arasındaki ilişkiler kapsamında bir iade-ziyaret gerçekleştirmek üzere Japonya’ya gönderilen heyetin bulunduğu Ertuğrul gemisi yakalandığı fırtına sebebiyle Japon Denizi’nde batar Osmanlı gemisindeki 656 yolcudan sadece 69’u hayatta kalır. Hayatını kaybedenler Japonya’da gömülür. 1892 yılında ise iki Japon gazeteci Toradjiro Yamada ve Ostora Noda ölen Türk yolcuların aileleri için toplanan bağışları İstanbul’a getirir. Sultan II Abdülhamit’in teklifini kabul eden gazeteciler Türk ordusuna Japonca öğretmek üzere iki yıl İstanbul’da kalır ve bu süre içinde İslamla tanışır. Sonrasında ise Toradjiro Yamada ve Ostora Noda İslam’ı kabul eden ilk Japonlar olmuşlardır. Üçüncü Japon Müslüman ise, 1909'da Kuran’ı ilk defa Japoncaya tercüme eden Ahmet Erca olmuştur. 1904–1905 Rus –Japon Savaşı sırasında Japon hükümetinin hoşgörülü davranarak esir alınan Rus ordusunun Müslüman askerlerine namaz kılmaları için izin verdiği bilinmektedir.

Japonya’ya İslam inancını götürmeye çalışanlar arasında Mısırlı Ahmed Fadli de vardı. İngilizce ve Japonca konuşmalar yapan Fadli’nin düzenlediği üç konferans ülkede faaliyetlerini yürüten ve İslam fikirlerini çarpıtmaya çalışan Hıristiyan misyonerlere cevap niteliği taşımaktaydı. Fadli’nin işini devam ettiren de bir Tatar aydını olan ünlü Abdul-ur Raşid İbrahim olmuştu. Yoğun çalışmalar sonucunda İbrahim, “Asya Gikay” Japon Asamblesini kurdu ve daha sonra bu yapının başına Müslüman Japon Abu Bakr Ohara geçti. Bu çalışmaların sonucu cami inşaatı için bir arsa temin edildi. 1909 yılında “İslam cemaati” adlı ilk dergi yayımlandı.

Rusya’nın Birinci Dünya Savaşı’ndan çekilmesine neden olan devrimden sonra Japonya’ya yüzlerce Tatar geldi, 1923 yılında Müslüman göçmenlerin sayısı 3 binlere ulaşmıştı. Birkaç yıl sonra da ilk İslam Okulu açıldı. İkinci Dünya Savaşı esnasında Çin, Endonezya, Malezya ve Filipinler'e giden Japonların bir kısmı, savaş sonrasında Japonya’ya döndüklerinde Müslüman olmuşlardı ve 1953'de ilk İslami cemiyetlerini kurdular. Günümüzde bu dini oluşum Japon Müslüman Birliği adıyla faaliyetlerine devam etmektedir. Japonya'da inşa edilen ilk cami Kobi Camii'si olmuştur. 70’li yıllarda ise Kuran ilk defa bir Müslüman tarafından Japoncaya tercüme edildi, 1975 yılında da Tokyo'da Japonya İslam Merkezi inşa edildi. Bu merkez İslam dinini Japonlara anlatmaya ve tanıtmaya başladı, bunun sayesinde binlerce Japon İslam’ı kabul etti. Japon hükümeti tarafında resmen tanınan ve bağımsız dini bir müessese olan İslam Merkezi, Japonca İslami kitapların dağıtımı, Japonlar için İslam ve Arapça dersleri vermek, konferans ve sempozyum düzenlemek, Japoncaya dini kitaplar tercüme etmek, Müslümanlara evlilik ve İslam kimliği belgeleri vermek gibi işler yapmaktadır.

Japonya’nın İslam’a ilgisi

İkinci Dünya Savaşı sırasında Japonlar İslam’a yoğun ilgi göstermeye başladılar. Bu dönemde bunun için araştırma merkezleri açıldı ve İslam konusunu ele alan yüzden fazla kitap ve dergi yayınlandı. Bunun amacı, Çin ve Güneydoğu Asya topraklarında bulunan Japon ordusuna Müslüman cemiyetlerini yönetmek için uygun yöntemler geliştirecek bilgi desteği sağlamaktı. Ayrıca bu dönemde Japonya, Müslüman âleminde müttefik edinmeye çalışmaktaydı. Günümüzde ise Japonya’nın yeniden İslam’a ilgi duyduğunu görmekteyiz.

23 Mart 2007 tarihinde Japon “Asahi Sinbun” gazetesinde yayımlanan bir makalede Japonya’nın yeni bir dış politika ekseni doğrultusunda çalışmalar yapması gerektiği vurgulanmakta ve Japon yönetiminin İslam’a bakışı anlatılmaktadır. Makalede Japonya’nın İslam’ı yeni dış politika ekseni olarak görmeye başlamasının nedenleri/ gerekçeleri ise şöyle sıralanmaktadır:

 Müslüman nüfusun artışı; Günümüzde 1,3 milyar Müslüman olan dünyamızda bu sayı 2025’te 2 milyara kadar yükselmesi beklenmektedir. Bu yüzden Japonya İslam araştırması konusuna dikkat etmelidir. Zira Japonya, sadece petrol zengini Müslüman Ortadoğu ile değil, Pakistan, Malezya, Endonezya gibi diğer Asya ülkeleriyle de işbirliği yapmaktadır, bu yüzden İslam faktörünü ihmal etmemelidir.

 Ekonomik alanda İslam dünyasının rolünün artması; Burada özellikle İslami değerleri benimseyen banka sistemleri, helal yiyecekler sektörü kastedilmektedir. Japonya bunları dikkate alarak atacak adımlarını belirlemelidir.

 Amerikan ve Batı karşıtı eylemlerin yükselmesi; ABD’nin Afganistan ve Irak gibi Müslüman nüfuslu ülkelere yaptığı askeri harekâtlara gerekçe gösterdiği iddiaların asılsız çıkmasının yanı sıra gün geçtikçe artan sivil ölümler ABD ve Batı karşıtlığını körüklemektedir. ABD’ye destek vermesi nedeniyle İslam dünyasında imajı zedelenen Japonya’nın bunu düzeltmesi gerekiyor. Bu yüzden Japonya’nın Batı modellerinden farklılığını iyi kullanması gerekiyor.

Bunun için makaleye göre Japonya’nın başta din ve ekonomik büyümenin uyumu konusunda bir örnek teşkil edecek şekilde hareket etmek; terörle mücadele konusunda dini liderlerle sıkı işbirliği yapmak; karşılıklı anlayışın arttırılması ve insan kaynaklarının gelişimi için ülkede İslam’ın araştırılması konusuna destek vermek gibi amaçları hedeflemesi gerekiyor. Büyüyen ekonomisi için de enerji sağlamaya çalışan Japonya diğer alanlarda da büyük oynamak istiyor. Komşularını tedirgin ederek askeri anlamda da yükselişe geçen Japonya, eğitim/kültür gibi alanlara öncelik vermeye çalışmaktadır. Müslüman nüfusunda görülen artışı dikkate alarak bu gelişmelerden geri kalmak istemeyen Japonya İslam’ı dış politika eksenine oturtarak İslam dünyasıyla daha sıkı ilişkiler kurmadığı sürece bölgesel güç olarak sınırlı kalacağından endişe duyuyor.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol